Önce kendimizden başlayalım...

 

İnsan bazı özelliklerle tanıtır genelde kendini. Adı-soyadı, yaşı, doğduğu

yer, mesleği gibi.

 

Önce şunu söyleyelim, biz 2 kişiyiz. Bunların her birini 2 kişi için de ayrı ayrı

merak etmeyebilirsiniz diye düşünüyoruz ama topluca kısa kısa

geçersek; 30’lu yaşlardayız, isimlerimiz Sinem ve Hakan. Evliyiz. Aslında

kütüğümüz İzmir’de ama ikimiz de İstanbulluyuz.

Asıl mesleklerimiz birimizin kimyagerlik, diğerimizin iletişim uzmanlığı

olmasına rağmen ikimiz de farklı alanlarda, İşletme ve Uluslararası

İlişkilerle eğitimlerimize devam ettik. Bu arada asıl mesleklerimizi

yapmadık aslında. İlaç sektöründe çok uluslu firmalarda en son ürün

müdürlüğü ve satış müdürlüğü görevlerinde yer alarak ortalama

10 sene çalıştık. Birimizin 2 sene aşağısı, birimizin 2 sene yukarısı.  

 

Sonra 2015’in ilk 3 ayı içinde önce birimiz, sonra diğerimiz, iş hayatımızla,

belki daha da doğrusu temelden hayatımızla ilgili bir yol değişikliği kararı

alarak çalıştığımız şirketlerden ayrıldık. Nedenleri firmalarımız değildi,

hayatla ilgili kurduğumuz bazı hayallerdi. Yapmak istediklerimizdi,

zamanla olgunlaşmakta olan hayat felsefemizdi aslında.  Kendimize,

birbirimize, evimize, ailelerimize, arkadaşlarımıza, seyahate,

uğraşılarımıza, kısaca sevdiğimiz herkese ve her şeye daha fazla ve

daha özenli vakit ayırabilmekti. Hayatla ilgili kurduğumuz hayalleri

yaşayabilme fırsatı yaratabilmekti kendimize. Hiçbir şeyin sonunun ne

olacağını denemeden bilemeyiz diye düşündük. Tabii ki düşündük,

taşındık, mantıklı şekilde hareket etmeye çalıştık ama kendi

açımızdan çok da risk aldık...

 

Nerden bu fikre geldik; tabii ki tek başına bu değil ama temelde

hayatımızın en güzel, samimi ve mutlu anlarını geçirdiğimiz

evimizle ilgili bir şeyler yapma fikri hoşumuza gitti.

 

İştahla yemek yemek, keyfimiz gelince içkimizi içmek maalesef en

sevdiğimiz şeylerden. O yüzden bu keyiflere keyif katacak bir şey

üstüne çalışmak düşüncesi bizi mutlu etti. Kendi tarzımızı

yansıtabileceğimiz bir şey yaratabilmek istedik ve böylece ÇizgiKare’yi

kurduk.

 

Yolculuğumuz böyle başladı... Acele etmeden, özenerek, ortaya

elimizden geldiğince güzel bir şey çıkaralım istedik. Kurduğumuz ilk

günden beri hiç bilmediğimiz bir alanda çok şey öğrendik, çok kişiyle

tanıştık. Fikirlerini kulağımıza küpe yaptık, can kulağıyla dinlemeye

gayret ettik. Daha önce hiç satın almadığımız birçok şeyi aradık, bulduk.

Epeyce ağır kumaşları bir yerden bir yere taşımaya çalıştık. Bazen

taşıyamadık, arkadaşlarımıza da taşıttık. Evi atölyeye çevirdik. Tek tek

bütün paketlemeleri elimizle yaptık, hatta beğenmedik tekrar tekrar

en baştan yaptık.. Fotoğraf makinemizle ilk defa bu

kadar haşır neşir olduk. Basit de olsa bir internet sitesi yapmayı öğrendik.

 

Bugün artık yola resmi anlamda başlıyoruz; ama öncesinde buradan

bize hem bu kararı almamızda hem de sonrasında çok destek

olan ailemize, hayatımızdaki varlıklarıyla, fikirleriyle ve yardımlarıyla bize

hep güç veren arkadaşlarımıza çok teşekkür ederiz!  

 

İlk olarak masa örtülerimizle başlıyoruz. Umuyoruz beğenirseniz daha

da güzellerini yapmayı,  belki ilerde evinizdeki anlarınıza hoşluklar

katabilecek farklı şeyler de üzerine katmayı isteriz. Bizim için her geçen

gün daha da fazla şey öğreneceğimiz, öğrendikçe belki daha da güzel

şeyler ortaya çıkarabileceğimiz bir süreç başlıyor. İsteriz ki her zaman

bizimle fikirlerinizi, eleştirilerinizi, beğenilerinizi, aklınıza gelen her şeyi

paylaşın. Hatalarımız varsa düzeltelim. Hoşunuza giden her şeye hiç

bozmadan devam edelim. Zaman içinde sizler bizi, bizler sizi özellikle

sosyal medya hesaplarımız üzerinden daha iyi tanıyalım. ÇizgiKare’miz

masalarımızda serili iken yaşadığımız güzel zamanları birbirimizle

paylaşalım.

 

Dolayısıyla bu sayfa için bizden bu kadar... Fazlası için, evlerimizin tadını

çıkarmak ve her türlü mecrada paylaşmak üzere!