Hikaye 1:
Mütemadiyen akşama pizza mı yesek, of bir kokoreç olsa da yesek, boşveer diyeti şurdan bir ıslak mı yesek gibi nesnesi sürekli değişen ama yüklemi hiç değişmeyen cümleler kuran insanın hali bellidir. Canı dışardan bir şey çekmese evde rahat duramaz; sabaha sucuk alalım, öğlene kısır yapalım, akşama makarnayı neli yapalım gibi dertleri vardır her zaman. Sonra maalesef hayat boyu bir kilo derdi vardır. Neyse ne diyelim; Allah başka dert vermesin, böyle iyiyiz.:)
Sonuçta yaşamak için günde 3 kere beslenenler var, bir de yemek için günün o 3 seferini heves içinde bekleyenler...
Hikaye 2:
Yılda 2, bilemedin 3 hafta izin...
Hadi cumayı da alalım 3 gün bir yere kaçalım?
Bayram tatilini haftasonuna bağlayalım!
Bugün bir yarım saat erken çıkalım da boğazda bir keyif yapalım...
Yapalım yapalım da neden yılda toplasan 1 ayla kısıtlanalım? Neden izin aldık-alamadık, çocuğu bıraktık bırakamadık, bu ay maaşı bitirdik bir sonraki ay bakarız diye bekleyelim?
Arada kendi kendimize de yapsak ya keyfimizi? Belki bir nefes olur hem bize, hem sevdiğimize. Bir enerji olur ertesi gün işimizde. Laf lafı açar belki uzun zamandır konuşamadıklarımızı konuşuruz...
Hadi koyun 1-2 kadeh kendinize, keyfiniz mekan beklemesin.
Aslında iki farklı hikayede iki farklı insan tipinden bahsetmek istedik.
Muhabbetle içmeyi büyük zevk gören.
Yemeği yemek için değil, keyif için yiyen.
Tabi bazen her ikisi de tek bir insanda toplanabilir. Aynı bizde olduğu gibi. :)
Hikayelerimizin nereye bağlandığına gelirsek; bazı renkler iştah açıcıdır, bazı desenler bize bir yerleri, bir şeyleri hatırlatır... Biz de bu iştahlı halimizi, içki keyfimizi tamamlayacak bir koleksiyonumuz olsun istedik.
Biz kendimiz kullandıkça bizi bir yerlere götürdü. Bazı şeylerle birleşince, bir yerlerde hissettiğimiz şeyleri bize hissettirdi...
Biriyle en sevdiğimiz yemekleri tıka basa yiyecek gibi olduk, diğerinde sanki sevdiğimiz bir meyhanede keyfimize bakıyorduk.
O yüzden yemeğin en güzelinin, muhabbetin en derininin peşinden en salaş yere zevkle giden insanlardan esinlendik, ismine "Ruhum Salaş" dedik.